Fed Faiz Kararlarının Benimle Ne İlgisi Var
Normal şartlarda dünyada hiçbir ülke, devlet hazinesine eşdeğer derecede hisse senedi ya da değerli maden koymadan piyasaya kendi parasından süremez. Darphanesi istediği kadar çalışsa da, bu mümkün değildir ve bu durum uluslararası yasalarla koruma altına alınmıştır. Ancak sadece FED(Amerikan Merkez Bankası) dünya piyasalarına karşılıksız dolar sürme yetkisine sahiptir. Amerikan devlet hazinesine tek bir kuruş koymadan piyasaya milyarlarca dolar sürülebilir. Kapitalist sistem üzerinde oluşan dengeyi sağlamak FED ‘in en önemli görevlerinden birisidir.
Bu ekonomik sistem dünyada sürekli ekonomik kriz yaşanmasına neden oluyordu ve önemli ülkelerin ya da piyasaların iflas etmemesi için FED sürekli %0 faizle kredi desteği sağlıyordu. Yıllarca bu sistem devam etti. Bu sistemle doların diğer para birimleri karşısında daha ucuz kalması sağlandı ve sistemin sürekliliği amaçlandı.
Günümüzde, FED ‘in dünya piyasasına kattığı trilyonlarca dolar bulunuyor. Aynı zamanda FED, kapasitesinin çok çok üzerinde bir alacaklı konumunda olmaya da devam ediyor. Bu yüzden de Amerikan ekonomisinin ve kendi iç sisteminin omuzlarında fazladan bulunan ağırlıkları atması, bilançosunu küçültmesi gerekiyordu.
Yani artık borçları tahsil etme vakti gelmişti…
Dengeleme Çalışmaları ve Alınan Tedbirler
Ancak piyasaya verdiği paraları aniden geri istemesi durumunda tüm dünya daha önce yaşanmamış bir ekonomik krizle karşı karşıya kalabilirdi.FED, böyle bir krizin kendi kurduğu kapital sisteme büyük bir darbe vuracağını bildiğinden böyle bir adımı atmamakta direniyor. Yalnızca yıllarca %0 faiz oranı ile verdiği krediyi artık daha pahalı vermeye başladı.
2006 yılında FED kredilere %5,5 faiz uyguladı ve dünya piyasaları çalkalandı. Bazı ülkeler krizin eşiğine geldi ve FED olası sonuçları daha önceden göremedi. Geri adım attı ve 2015 yılında yeniden faiz artırımı yaptı.
Ancak bu sefer çok daha küçük bir artışı tercih etti. Sadece %0.25. Bu artış Wall Street tarafından da daha önceden tahmin edildiği ve hazırlık yapıldığı için piyasalarda fazla strese yol açmadı. FED başkanı gittikçe faizleri arttıracaklarının haberini verdi ve öyle de oldu. Faiz önce %1, ardından %2 oldu.
Bu durumu özetledikten sonra, ‘Peki ya bu artışın bize etkisi ne olacak?’ sorusunun cevabını verebiliriz.
Amerikan ekonomi politikası olarak düşük tutulan dolar değeri, faizlerle yavaş yavaş yükseltiliyor. Doların değerinin yükselmesi Türk Lirası karşısında daha da pahalılaşacağı anlamına geliyor. Krizin etkileri özellikle gelişmekte olan ve dolar borcu olan ükelerde daha fazla hissedilecek gibi görünüyor.
Dolar gittikçe kıymete binmeye başlayacak ve yeni FED kararlarından sonra, ülkelerin FED’den kolay kolay faizsiz para alamayacaklarını söyleyebiliriz. İlk deneyim çok sancılı olsa da, ikinci deneyimde daha doğru adımlar atılıyor ve piyasaların bu kararlara reaksiyon göstermemesi için çaba sarf ediliyor. Elbette bizim gibi Gelişmekte Olan Ülkeler statüsünde olan ekonomiler için durum çok daha farklı olacağa benziyor.